Önce sorular sorduk.....
Sizlere soracak soru kalmasın diye.....
Sonra yanıtlar bulduk
Hem kendi yüreğimiz hem de sizlerinki rahat olsun diye...
Çok düşündük,çok tasalandık,çok tartıştık çok uykusuz kaldık...
Ama biz kutlu aydınlığa vardık....
Şimdi içimiz rahat, kalbimiz huzurlu, yüzümüzde gülücük, dilimizde bal gibi tatlı bir türkü.....
Bir deniz üstündeyim ne ucu var ne bucağı
Bir rüzgar önündeyim gel keyfim gel
Bir sevda içindeyim, başım dumanlı
Ağzımda bal gibi tatlı bir türkü
Bir iner bir çıkarım bu yokuşu
Ağzımda bal gibi tatlı bir türkü
Derdim gücüm çocuklarımın yurdu
Ve işte öyküsü
- Sınav sonrasında okula kayıt için gelen öğrencileri gördük. Yüksek puanları ile koşa koşa kayda gelip,pansiyon hizmeti olmadığını öğrendikten sonra kayıtlarını başka okullara yaptıran öğrencilerin ardından el salladık. Giden her çocukta kendi dönemlerimizden bir taşralı kardeşimizin yüzünü gördük hüzünlendik.
- Üniversiteli ağabey ve ablaları ile birlikte elverişsiz koşullardaki pansiyonlarda tek başına yaşayan kız-erkek öğrencilerimizi gördük yüreğimiz burkuldu....
- Andaçlarda, törenlerde,her türlü birliktelikte anlatılan yatılılık öykülerinin neslinin tükendiğini gördük içimiz acıdı..
- Ülkeyi geri götürmeyi amaçlayan oluşumların çocuklarımıza barınak sunmak için gayretli çabalarını gördük utandık...
- Bu kadar duygusallık yeter dedik,silkindik kendimize geldik,elimizi taşın altına soktuk, işe koyulduk..
- Önce okulun hemen yanı başında bir güzel arsa aldık. 865 metrekare üzerine 1265 metrekare imar izinli....
- Mimar kardeşlerimiz kolları sıvadı proje için. Yatakhaneleri, etüd odaları, yemekhaneleri,yönetim ofisleri ile ortaya bir yüz akı çıktı..
- Son olarakta her şeyimizi derleyip toparlayıp karşınıza çıktık.....
BİR YURT YAPIYORUZ.......
KOŞUN TUĞLA KOYMAYA ÇAĞIRIYORUZ......