Edip Cansever’in Ruhi Bey’i ile başlayan, Egon Schiele’nin belki resimleri gibi yarım kalmış hayatını ölüm ve yaşamın iç içeliğinde muhteşem bir sunum ile aktardı bize Ayşegül.. Daha önce duyurularımızda belirttiğimiz gibi söyleyecek sözü olanlardan ilki Psikiyatrist Dr.Ayşegül Sütçü’86 oldu:
“Egon Schiele’nin otoportreleriyle Eros ve Thanatos “ ...
Yaşam dürtüsü olan Eros’un enerjisinin yaratıcılık, birini sevebilme, üretebilme, sosyal ilişkiler kurma, tatminkar bir cinsel yaşam için ne kadar önemli olduğunu gördük. Ölüm dürtüsü olan Thanatos’un ise insanı içe kapatan, üretkenliğini ve yaratıcılığını ketleyen, yasaklar koyan, sevme ve kendinden kıvanç duyabilme yetilerini bozan bir etkisi olduğunu gördük. İnsanda yaşam ve ölüm dürtülerinin aynı anda ve her zaman var olduğunu, önemli olanın yaşam dürtüsünü ölüme galip gelecek biçimde besleyebilmek olduğunu, bu nedenle kenarda köşede kendimize “yaşamak için bir neden” yaratıp onu koruyabilmemizde yarar olduğunu dinledik. İnsanın ruhsal amacının çeşitli aynalardan ben kimim ve nasılım sorusuna bulduğu yanıtlar ile kendiliğini oluşturmak olduğunu, bu soruya ilk yanıtın annenin gözünde aynalanarak bulunduğunu dinledik.
İnanıyoruz ki geceye katılanların önemli bir çoğunluğu sevgili Ayşegül’e kulak vermek için oradaydı… Kasım ayı konuşmacımız ise Prof.Dr.Atila Karaalp ’85 kısa bir “teaser” geçerek tüm merakımızı uyandırmayı başardı… Bu konuşmanın özellikle grubumuzun erkeklerini cezp edeceği konusunda dedikodular dolaşıyor ortalıkta ama kızlarımız da en az onlar kadar heyecanlı…
Aramıza ilk defa katılan mezunlarımıza bu sefer sayının yüksek olması sebebi ile ne yazık ki tek tek kulak veremedik… Özellikle 2011 taze mezunlarımızın kalabalık bir grup olarak gelmeleri hepimizi çok sevindirdi. Tam 16 mezun… Ek olarak 2010-1, 2009-2, 2008-2, 2007-5, 2005-4, 2004-2, 2003-2, 2000-1, 1998-1, 1996-2, 1995-2, 1993-5, 1992-1, 1989-1, 1987-1, 1986-3, 1985-2, 1984-9, 1979-1, 1978-3, 1965-1 kişi olmak üzere toplamda 69 kişi ile bir REKORA imza attık…
En az bir kişi GM olarak işe başladığı ikinci gün, toplantısını yarım bırakarak geldi. Bir diğeri bisiklet ile gezerken toplantıdan haberdar oldu ve yönünü değiştirdi. Diğeri aynı güne bir başka seminerin denk geldiğini fark etti, hiç tereddütsüz iptal etti, ve ibreyi bize çevirdi. Bu isteğin herkesi kucaklamasını diliyoruz.
16 Ekim’de Mimar Sinan’ı ve eserlerini anlatan “Işıkla Yazılsın Sonsuza Adım” kitabının yazarı Mehmet Coral’67 Ağabeyimiz’in rehberliğinde yapacağımız gezinin duyurusu yapıldı.
Her masadan kahkahalar yükseldi gece boyu, en güzeli cıva gibi akışkan, dinamik bir topluluk olmamız. Masalarda yerler, kişiler, sohbetler değişip duruyor. Mezun olduğumuz okulun birleştirici özelliği hareketine devam ediyor… Tümden geldik, tüme gidiyoruz..
Alles lebending ist tot..
All living is dead..
Her insan biraz ölüdür…
Tamam kabul ölüm var, ama bu birliktelik duygusu ile yaşamak çok güzel be arkadaşlar….
Elif Ongan'84
Bu güzel gecenin resimleri için teşekkürler Elif'84 ve Bengi'05