14 Kasın Pazar günü vadiye inmeye başladıkça bizi seyredenler artmaya başladı. İlk gördüklerimiz babunlar oldu.

İlk durağımız bir Masai köyü oldu.

Masailer ´Masai Mara´ bölgesinde yarı göçebe bir hayat süren yerli halka verilen isimdir. Masailer kulübeleri yaparken küçük dal parçaları, çalıları, sığır dışkılarını ve sığır idrarını güneşte kurutup harç elde ederler. Dışkı olduğu halde bu harç kokmuyor.

Köylerinin etrafı çalılarla çevrili. Evler karanlık. Kişi, başına 20 dolar verip köyü görme hakkını elde ettik. Masailer önce bize dans ederek hoş geldiniz dediler. Biz de onlara katılıp dans ettik. Üç Masai yerlisi çomak ve tahta kullanarak ateş yaktılar önümüzde. Sonra evlerinden birini gezdirdiler. Ardından da hediyelik eşya sattılar bize.
Köyden ayrılıp milli parka girdik.gece kalacağımız Ashnil Mara Camp’a (https://www.ashnilhotels.com/masaimara/index.asp) uğramadan doğru ilk safarimize çıktık.

Sabah bindiğimiz altışar kişilik jiplerimizin hepsindeki tezsizler çalışmaya başladı. Burada amaç ilk gören hemen diğerlerine haber veriyor ve herkes birlikte seyretmeye başlıyor filleri, aslanlar…

İlk bilgi bir aslan ailesiyle ilgili geldi. Hemen gittik uyuyan aslanları seyrettik ve görüntüledik. Yolda bir sırtlan bize pis pis baktı uzaktan Hava kararırken kampımıza geldik. Kampımız içi timsah ve hipopotamlarla dolu bir nehir kenarındaydı. Bu nehir dizilerde seyrettiğimiz timsahların zebraları avladığı nehirdi.

Gece cibinlikli çadırlarımızda geceledik Ertesi sabah erkenden kalkıp gün doğmadan balon turumuza katılmamız gerekiyordu.