Bu galiba “bir sabah uyandığımda aniden öyle bulmak kendimi” gibi olmadı.
Günler üst üste yığılırken zaman içinde gelişti , dönüşüm ne zaman tamamlandı da ben artık bir başka Gregor Samsa’ydım bilmiyorum. Ama dün sabah ben bir böcektim…..
Herhalde çoğumuzun en azından yaşamımız boyunca bir kez -özellikle de son zamanlarda- böyle hissettiğimiz bir sabah olmuştur.
Gariptir , “Böcek Ben” olarak kaygım “şimdi nasıl yan uyuyacağım” değil de , “akşamki toplantıya gitsem” mi idi….
Üstelik dönemimden bu kez kimsenin gelmeyeceğini de bilerek… Ama neden olmasın… Biz bir aileyiz…Hiç kimse gelmese bile Fey Abimle (’65) oturup biraz muhabbet ederim , belki Atilla’yı (‘85)görürüm –kaç zamandır gelmiyor o da… Ya da Sinan’ın (’98)yeni iş maceralarını dinlerim….
Böyle gitti Böcek Ben , Otantik Cafe’ye dün akşam… İstanbul´un en görkemli yapılarından biri olan –eski adıyla - Tıbbiye-i Şahane Kahvehanesi´ne…
Ve ilaç gibi geldi… Ne garip… Her kararsızlığın, tembelliğin ardından gidişimde hep aynı duyguyla ayrılmak.. “İyi ki gelmişim”…
Peynir/börek tabakları , birkaç soğuk bira, bir tatlı muhabbet , ailemle birlikte olmak ve o tatlı esinti…. Ayrılırken bir koca böceğin kara gölgesi bu esintiyle yok olmuştu … Dün akşam “Tıbbiye-i Şahane Kahvesi”nde esen İzmir’in dillere destan şahane meltemiydi sanki…
Aysun Özbilek´84

İzmirden misafirimiz Mehmet Sakaklı´69,

İlk defa katılan ve Fatih Özdöl´74 ün 37 senedir görmediği dönemdaşı Kudret Algan

Uzun zamandır görünmeyen Talat İçöz´65
Ve gecenin tüm resimleri için