NE BİÇİM DEVE LOPMENT BU ?
Bundan tam yirmidört yıl önce,görevli olarak gitmiş olduğum Abu Dhabi ve Dubai’ye, National Geographic Türkiye ‘nin Ocak 2007 sayısında,Dubai’ye ayrılan bölümü görünce,gözlerime inanmak için tekrar gitmeye karar verdim.
Bazı ülkeler vardır.Biz bunları medyadan,oraya ait bir olay olduğunda hatırlarız. İşte Birleşik Arap Emirlikleri de pek çoğumuz için o ülkelerden biri. Yatıp kalkıp,ABD ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerle,Irak’la, İran’la ilgili medya aktarması bilgilerle tıkabasa dolu kafamızda,Tanzanya’ya,Bolivya’ya ne kadar yer ayırıyoruz ki?
Ayrıca,Dubai Emiri’nin Istanbul’da ,bu kadar gürültüden sonra satın aldığı arazide gerçekleştirmeyi düşündüğü burgu gökdelenler, belkide BAE yi bize bu yüzden hatırlatmış olabilir.
Bu yazının başlığında ve ilk satırlarında da görüleceği üzere,bundan yirmidört yıl önce,BAE de benim aklımda kalan en önemli şeylerden biri,TV kanallarinda bitmek tükenmek bilmeyen deve yarışlarıydı.Burada develere halen çok önem veriliyor.
Bizde de yarıştan ziyade,Ege’mizin ağızları köpürmüş Tülü’lerinin Nisan ya da Mayıs aylarındaki itişmeleri aklımıza gelir develeri anınca.Ya da,deve kelimesini,hayret edilesi bir durumda kullanıyoruz çoğu zaman.Yok deve artık!! gibi .
Bende yıllar sonra Dubai ve Abu Dhabi’de bu kez gözlerimle gördüğüm gelişmenin ilk tepkisi olarak ‘ Yok deve artık !!! ‘ demişim.Hele,çöl ortasında,telesiyejlerle ulu bir dağın tepesine tırmanıp,oldukça uzun bir pistten ski ile inmenin,kartopu oynamanın başka bir tadı olsa gerek.
BAE şüphesiz petrol zengini bir ülke. Ama her Emirlik’te öyel güldür güldür petrol akmıyor.Burada sihir,şüphesiz nüfus büyüklüğü ile doğal kaynaklar arasındaki oran diyesim geliyor.Ancak bir taraftan da,petrolü çok olan,halkları inim inim inleyen ülkeler var.Birgün gelip çatacağını ve petrol kaynaklarının mafiş olacağını demekki yıllar önce kafasına yazmış Abu Dhabi Emiri.
BAE, NewYork ile Miami karışımı biryer olmuş.Ancak suçluluk hemen hemen sıfır. Bu sıfırın yanına bir de, ithalatta Gümrük Vergisi sıfırı eklerseniz,kazanılan Dolarlar bol sıfırlı oluyor doğal olarak.
Galiba artık Disneyland’ın yerini bu tür,içinde yaşanılır kentler alacak.
Istanbul’da insa edilmis ya da insa edilecek olan Maslak ve cevresi yapılar Dubai ve Abu Dhabi icin oldukca mütevazi yapılar.Bunların pekcogunu da yabancılar satın alıyor. Zengin Almanlar,İngilizler,Ruslar ve Amerikalılar basta.
Uluslararası standartlara göre beş yıldız üzerinde olduğu için ,pek çok kimse tarafından bilinen 7 yıldızlı otel artık ikinci sıraya düşmüş gibi.Çünkü Abhu Dhabi’de Kempinski tarafından işletilen otel herhalde 10 yıldızlı galiba.Otelde bir sürü restoran ve barın yanı sıra,sadece Şampanya ve Siyah Havyar servisi yapılan özel bir barın oldukça iyi iş yaptığını da belirtmeden geçmemek gerek.
Hernasılsa,şeriat mahkemelerini var olduğu bir ülkede,bu tür Uluslararası ticari faaliyetler,sağlıklı bir biçimde nasıl sürdürülebiliyor diye merak ettim doğrusu.
Hukukla ilgili işlerin başında,dünyanın önde gelen Alman bir hukuk adamının görevlendirilmiş olduğunu öğrendim.
Her otelde içki servisi yapılabiliyor.Büyük süpermarketlerde ,sadece domuz eti ve mamulleri satan,özel bir reyon var.
Yazımı bitirmeden söylemek istediğim kısaca şudur.Hernekadar bugüne kadar kayda değer bir petrol kaynağı bulamadıysak da,nüfusumuz 75 milyona yaklaşmış olsa da,hemen hemen hiçbir gıda maddesi ithal etmeyen,doğal kaynakları ile dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan ülkemizde yanlış şeyler olmuş ve olmaya devam ediyor.
Bu yazıyı kıskançlıktan yazdığımı belirtmek isterim.
Ergin Nural´65
12.04.2007