Kale köy yolunun batısında, dağların arasında sarp bir tepe üzerinde yapılmıştır. Strabon’un bu kaleden bahsettiğine bakılırsa, tarihi çok eski olmalıdır.

( Kalenin yapılışı, Helenistik döneme aittir.) Kale önceleri Belen geçidinin girişini, Antakya kurulduktan sonra ise Seleukos başkentini koruma gayesine hizmet etmiştir. Kalenin önemi ise, Arabistan yolunu kontrol altında tutmasından ileri gelmektedir.

Haçlılar döneminde de Antakya Prensliği’nin kuzeyde en önemli savunma noktası olmuştur. Birkaç defa el değiştirdikten sonra Templier Şövalyeleri’nin eline geçen kale 1268 yılında Baybars tarafından kuşatılarak zaptedilmiştir. Birkaç katlı ve bir alay askeri barındıracak büyüklükte olan kale genel olarak harap olmaya yüz tutmuş olmakla birlikte, halen bir çok mekanı sağlam durmaktadır.
