65-79-84-85-86-90-91-92-93-96-98-00-04-05-07-09-10-11
Tabii ki gecenin sürprizi, dört 2011 mezunumuzu ayaklarının tozu, üstlerinde İzmir kokusuyla aramızda görmek oldu.
Çağdaş Delen – İTÜ Mimarlık
Arda İçmen – Galatasaray Ünv. Bilgisayar
Mert Göver – İTÜ Endüstri Uluslarası Program
Can Cıngıl – ITY Elektronik Haberleşme
Hoş geldiler ailemize !
Gecenin en vefalı katılımcısı hiç şüphesiz koltuk değneği ile gelen sevgili Onur Acar’00 dı.
Gecenin önemli duyuruları ise
10 Eylül Anıtkabir Resmi Törenine katılmak isteyenlerin en kısa zamanda Elif Ongan’84 : elif.ongan@pozitiftanitim.com.tr ile temasa geçmeleri;
BALPARTİ İstanbul’un Ekimin 3.haftasında Beyoğlu yapılacağı;
bundan sonraki Salı toplantılarında deneyim, bilgi ya da ilgilerini paylaşmak isteyen mezunlarımızdan diledikleri bir konuda kısa bir konuşmayı programımıza alacağımız (ki Ekim ayında Psikiyatrist Dr.Ayşegül Sütçü’86, Kasım Ayında ise Prof.Dr.Atilla Karaalp’85 ilk konuşmacılarımız olacak) oldu.
2011 mezunlarımızın dışında da ne güzeldir ki ilk kez bir İstanbul BAL İlk Salı Toplantısına katılanlar oldukça fazlaydı:
Mehmet Zeki Gürgüç’98: “enstrüman kontrol mühendisiyim. 2,5 yıldır Moskova’daydım. Enka’da çalışıyorum”
Öznur Taştekin’04 : “finans denetçisiyim. 8 aydır İstanbul’dayım; aylardır ilk kez bu akşam kendimi evimdeymiş gibi hissettim”
Serdar Demir’96 : “ODTÜ Kimya mezunuyum. Endüstri yüksek lisans yaptım , şimdi işletmede doktora yapıyor ve aynı zamanda Sabancı Kordsa iplik üretim tesislerinde çalışıyorum. 2 yıldır İstanbul’dayım”
Berkay Taşkın’07 :”Bilkent’te Bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyorum. Ankara Unibal temsilcisiyim.”
Caner Canol’07 :”Boğaziçi Endüstride okuyorum”
Özgür Yüksel’90 : “Güç elektroniği mühendisiyim. Netta’da çalışıyorum. En son Ankara-Konya hızlı tren projesini gerçekleştirdik”
Bunlar güzellikleriyken gecenin, tabii hüzünler de bolca vardı . Kanser hastalığı nedeniyle kaybettiğimiz 74 mezunumuz Ahmet Kaynak’ı rahmetle anarken, bayramda geçirdiği kazadan sonra yoğun bakımdan çıkamayan Seçil Ergin Saraçlı’86 için sözün bittiği yerdeydik.
Hayat nereye çarpıp duracağı belli olmayan, freni boşalmış bir araba gibi hızla geçerken biran güvenlice kenara çekip, aşağı inmek, bacakları esnetip bir derin nefes almak gibi bu Salı toplantıları. Her seferinde bunu bir değişik şekilde, ama mutlaka, yeniden hatırlıyoruz.
Katılabilenlerle Anıtkabir’de ve sonrasındaki kokteyl/yemekte, katılamayanlarla ise bir sonraki Salı Toplantısında görüşmek üzere…
Gecenin resimleri için