Seneler önce sıcak bir yaz gününde ilk defa girdim, Kayalar Ticaretin kapısından. Karşıda bilgisayarına gömülmüş bir kişi. Merhaba dedim ben Feyzullah Arda, hemen o an yerinden kalktı ve “ağabeyim hoş geldin diyereksarıldı bana,bir kardeş sıcaklığı ile…
Yazları Annem ve Babamı Ayvalıktaki yazlıklarına bırakır, ve yaz sonunda da alır gelirdim tekrar. Seneler onları daha bir yardıma muhtaç ediyor ama hayatın acımasızlığı da beni onları yalnız bırakmak zorunda bırakıyordu.
Hemen telefona sarıldı ve dönemdaşı bir Dr arkadaşını aradı. Biz çaylarımızı yudumlarken kapıdan Selçuk Türer’78 girmişti bile. “Sen hiç merak etme ağabey kafan rahat olsun, onlar bizim anne ve babamız işte telefon numaralarımız bizi 7/24 arayabilirsiniz” Hayatında ilk defa karşılaştığın insanların bu davranışları.. İşte BAL kardeşliği buydu…
Bu güzel birliktelik Ayvalıkta, Cundada, fasıllarda başka güzel kardeşlerimizinde katılımı ile düzenlediğimiz “fasıl” gecelerinde süre geldi. Sabahın ilk saatlerinde birbirimize sarılıp “indik derelere taş bulamadık” mavişimle.
Ya sevgili Eşi Kevser benim eşimin hemşehrisi, onsuz bir anı bile geçmeyen güzel insan Kevser, ve en güzel eserleri Kerem. Ne zaman büyüdün de koca adam oldun?
Sıcak çok sıcak bir temmuz gününde uğurladık seni; kardeşlerin, ağabeylerin, dostların, hemşerilerin beraberce…
Önce annemi sonra babamı ve şimdi de seni uğurladım. Yalnız kaldım körfezde, hiç canım çekmiyor oraları artık. Hayatımda açılan bu yeni sayfada da artık özlediklerim yok.
Derelerde taş aramanın da manası kalmadı, Cunda nın papalinası, Ayvalığın rakısı balığı, hiç biri eski tadı vermeyecek artık ….