4 Mayıs günü içimde bir huzursuzluk, öğleden sonra yaptığım birkaç telefon konuşmasından kaynaklanan can sıkıntısıyla ayaklarım geri geri giderken ite kaka geldim Otantik Cafe’ye. Henüz saat 18:30’du, kimsecikler yoktu mekanda. Suratımdan düşen bin parça, oturdum bahçedeki masalardan birine. Bir bira söyledim, buz gibi biramdan ilk yudumu aldıktan sonra kafamı kaldırdım ve muhteşem doğanın tarihle nasıl seviştiğine şahit oldum. Yüreğimde bir şeyler kıpırdanmaya başlamıştı ki merdivenlerin olduğu taraftan bazı sesler duydum. Canım arkadaşlarımın yüzlerinde kocaman gülümsemelerle bana doğru geldiklerini gördüm. O gülümsemeler bulaşıcıydı ve benim dudaklarım da yukarıya doğru kıvrılmıştı bile… Bahçedeki masamız kalabalıklaşmaya başladı. Biz sigara içenler için güzel bir bahar akşamı böyle güzel bir bahçede dostlarla oturup keyfi yudumlamak bulunmaz bir nimetti..
Ancak tabii ki akşamın ilerleyen saatlerinde hava ısırmaya başladı hafiften ve hep birlikte yukarı kata çıktık. Bu sefer birçok misafirimiz vardı. Selçuk Şahin’84 arkadaşımız Antalya’dan geldi. Selçuk serbest rehberlik yapıyor ve Antalya’da yaşıyor. Avrupa’lı parlamenterleri gezdiriyormuş ve tesadüfen İstanbul’daymış. Bir araya geleceğimizi duyunca tüm yorgunluğuna ve uykusuzluğuna rağmen büyük bir coşkuyla geldi. Melikcan Taner’84 de İzmir’den gelmişti. Sonra Fuat Arslan’79 abimiz İzmir’den bir misafir daha getirdi. Gül Çevrem Özdemir’79’da o gün bizlerle olmak için gelmişti.
Sevgili Gülşah Nomak’98 ve Sena Nomak’98 de dünya güzeli kızları Peri Su bebek ile geldiler. En genç BAL’lımız gece boyunca kucaklardan inmedi ama anne ve babasının güleryüzünü olduğu gibi alan Peri Su’cuk bu kadar mıncıklanmaya gıkını bile çıkarmadı.
Gece boyunca sevgili Selçuk Şahin’84’ün güzel seyahat anılarını dinledik ve BALMED Sosyal Komite olarak en kısa zamanda onun rehberliğinde bir Kapadokya, Doğu Anadolu v.s. turla düzenlemeye karar verdik.
Uzun zamandır görmediğimiz dostlarımızla hasret giderdik. Bütün dönemler bir arada sohbet ettik, kahkaha attık, BALMED’le ilgili geleceğe ilişkin yeni projeleri paylaştık.
Sevgili Atilla Karaalp’85’in önderliğinde Aysun Özbilek’84 ve Çağla Aslankara’84 bir önceki ayki planlarını geliştirdiler birlikte ve bu durum her nedense sevgili Bahadır Kaner’85’i çok tedirgin etti J J J
Canlı müzik de çok ama çok başarılıydı bu akşam… en son Atilla Karaalp’85 mikrofonu eline alarak bizlere memeleket havasını getirdi. Atilla’nın okuduğu Çökertme eşliğinde Ayşegül Sütçü’ 86 ve Bahadır Kaner’85 muhteşem bir zeybekle yüreklerimizi titrettiler.
Gene en dost sohbetleri, gene en keyifli kahkahaları, gene en içten duyguları paylaştık. Günlük hayatın sıkıntılarını hemen bir kenara attık. Gecenin bitmesini hiç ama hiç istemedik. Ayrılırken bir sonraki toplantının bir an önce gelmesi için sabırsızdık. Ve ben oylesine kötü bir günün sonunda böylesine güzel bir gece yaşattıkları ve tüm üzüntülerimi unutturdukları için, dostum oldukları için bir kez daha minnettar kaldım BALDAŞ’lara… Bir kez daha BAL’lı olmanın keyfini ve ayrıcalığını yaşadım doyasıya…
1 Haziran 2010 Salı günkü toplantıda daha çok mutluluğu daha çok BALDAŞ ile paylaşmak dileğiyle sağlıkla ve mutlulukla kalın. Ama aklınız ve yüreğiniz hep gerçek dostlarla olsun….
Çağla Aslankara’84