Şifre: Şifremi Unuttum
     
Üyelik
  Web Üyeliği
  Kullanım Kuralları
Balmed Hakkında
  Tüzük
  Bize Ulaşın
  Yönetim Kurulu
  Dernek Üyeliği
Kariyer
 
  Kariyer Alanı
Alışveriş
  Mağaza
İlan Panosu
  Emlak
  Vasıta
  Eşya
  Özel Ders
  Diğer



ANILAR
YENİ ASIR 4 HAZİRAN 1982 CUMA
BİNBAŞI'DAN HABER VAR
"NEWYORK - GELİBOLU KÜREKLE"
CUMHUR AYDIN'79
"KAYBOLUYORSUN"

"ADAY ADAYLARIMIZ"
Eski okul müdürlerimizden Sadettin Öztürk İzmir 1. bölgeden CHP milletvekili aday adayı...

Merhaba BAL ailem, 

O kadar az umut var ki bu aralar etrafa bakınca gördüğüm, en ufak umut ışığında 
havalara uçuyorum.
1980'de görevden alınan müdürümüz, Türkçe öğretmenimiz Saadettin Öztürk'ün aday 
adaylığını duyunca işte böyle bir umut kıpırdadı içimde. Kolay değil, böyle 
zorlu bir dönemde, böylesine gümbür gümbür yeniden iktidara yürümek için adalet, 
sağlık, eğitim gibi her tür kurumu kendi yandaşlarıyla, hapishaneleri ise 
yürekli kalemlerle, doğrucu Davutlarla dolduran bir hükümetin varlığında "ben 
sizden değilim ve size meydan okuyorum" diyebilmek.

Saadettin öğretmenimle ben sadece hazırlıkta karşılaşmıştım, bir de yıllar sonra 
bu kış İstanbul’da Beşiktaş’ta bizimle buluştuğu yemekte.. İki karşılaşma da 
duygu yüklüydü. 
Bu yılki karşılaşmanın duygu yükü, ilk karşılaşmamı anlatırken gözyaşlarımı 
tutamadım diye.. Bunu her anlatışta gözlerim dolduğu için, burada da anlatmaya 
değer buluyorum.

Yıl 1980, 11 yaşında, BAL diye -sonrada asıl ailem olduğunu gördüğüm- bir okula, 
ailelerinden kopup gelmiş, dalından yeni kopmuş incir gibi, yarası süt kanamakta 
olan çocuklardık. 
Ilk gunlerin aglayarak gecen gecelerinden sonra yatakhane bizim yuvamiz olmustu 
giderek. Orada buyuyor, orada olusuyor, disarida incinip, orada yeniden 
onariliyorduk. Birbirimizi, kendimizi ve hayati tanimaktan baska amacimiz yoktu 
hayatta, dersler ikinci plandaydi. Arkadasligi, dayanismayı yatakhanede 
ogreniyorduk. Kimimiz parasiz yatılıydik, kimimiz haftalık evci, kimimiz aylık 
ya da surekli yatili...
Kuru ekmekle doymayi, ufacik seylerden mutlu olmayi ogreniyorduk. 
Annem daha sonra bu hali, "kizim anlamiyorum, kuru elma kocanina bakıp neye 
guluyorsunuz siz, deli misiniz?" diyerek yansitmisti bana. Bir elma kocaninin 
kururkenki guzelligini iste ben orada BALkardeslerimle ogrendim.

Minik mutluluklarimizin yaninda buyuk acilar da vardi, parmaklarimizi buzdurerek 
cetvelleyen bir belletmen, zaman zaman nedenini anlayamadigimiz okul baskinlari, 
telasla bazi seylerini saklayan abiler, ablalar, anlamadigimiz ama gizliden 
aileme ve ulkeye korku salan bir teror ve ulkenin acikli hali...
Bunlar olup biterken yatakhanemizin ikinci katina kadar uzanan bir erik agacini, 
ancak ciceklendiginde fark ettmis, coksevinmistik tum cocuklar. 
Bahar gelmisti, erik cikacakti.

Erikler iyice buyudugunde, hayatta en onemli sey artik o eriklerden bir tane 
daha koparabilmek için yari belimize kadar egilmekti. Bu maceranin karsisindaki 
en buyuk engel dusme korkusu değil, her an cetveliyle tirnaklarimizi etine ite 
ite vuracak olan belletmenin gelmesi korkusuydu. 

Ağacın üst dallarındaki erikler tükenmişti, alt dallara ulaşmanın yolu ise 
müdürün bahçesine girmekti. Tuysuz bir belletmenin "sizi mudure soylerim, mudura 
goturecegime dovdugume sukredin" demesiyle korktugumuz o adamin bahcesine girmek 
asla dusunulemezdi.

Bir gun 4-5 kisilik bir cete olarak birimiz sarkip digerlerimiz onu tutarak erik 
avina baslamistik ki, mudurun bahce kapisi acildi. Agir adimlarla yurudu mavi 
gozlu bir adam, agacin altina gelip yukari bakti. 
Korkudan olebilirdik. Oyle ya okulun belletmeni tırnaklarimizi kirarak 
dovuyorsa, bizi vermekle korkuttugu mudur kemiklerimizi kirardi. Birazimiz iceri 
kacabildi, yaribeline kadar sarkmis gorundukten sonra artik kacsam ne fayda diye 
dusunerek, bari hesap vermek uzere pencerede kalan bazilarimiz ise oylece 
bakakaldi. Ben bakakalanlardandim.

Mudur yaklasti. Agacin altina geldi. Agaca dogru hamle yapti... Ne zaman gelecek 
saldiri diye dusunurken, dallara uzandi, birazdan arka cebinden utulu, cizgili 
bir mendil cikardi..
Sonra pencerenin altina gelip tut diye bir sey firlatti. Yakaladigim cikin 
yapilmis mendilin ici yesil erik doluydu. 
"Bir daha sakin egilmeyin, erik isterseniz soyleyin" diyerek yukarida sevincten 
deliye donmus cocuklarina bakti.

O gunu ve o mavi gozlu adami hic unutmadim. itiraf ediyorum, adini ancak o 
olaydan sonra ogrendim, ilk gordugumde sizi cok seviyorum demek uzere adini 
ezberledim. Kismet olmadi. 
Sonrasinda ona ve ulkeye olanlari anlamamak olanaksizdi. Nice insanlar iceri 
alinmisti, dusunce sucu diye bir seyin varligini ogrenmistim. Ertesi sene yeni 
bir mudur gelmisti ve okul duvarlarinda "fasist mudur defol" yaziyordu, benim 
giden mudurumun fasist olmadigini da o zaman ogrenmistim. Sonra bir suru sey 
ogrendim, hayata ve kendime dair.

O gun ogrendiklerim bugun hala guncel bilgiler. Dusuncesinden dolayi hapse 
alinmak, değil okunmasi basilmasi ve hatta yazilmasi bile yasaklanan kitaplar, 
ozgurlugumuzun gercek değil sanal oldugu, her an suclanabilecegimiz, zorbalikla, 
gericilikle savasmanin zorlugu, demokrasinin "ileri"sinin gerisinden de beter 
oldugu...

Aradan gecen 30 yilda bir de cesaretin kolay bulunmadigini, lafla peynir 
gemisinin yurumedigini, ahkam kesmenin eyleme gecmekten cok daha kolay oldugunu, 
elini tasin altina sokmanin adanmis bir yurek istedigini ogrendim. İnsani 
tanidikca, umudum azaldi.

Simdi aldigim bu haberle; insanligini yakindan bildigim birinin, 60'tan fazla 
kitap yazarak lafini soylemeyi de esirgemeyen, kendini BAL'daki cok sayidaki 
cocugu gibi fikri ve vicdani ozgur, dusunen ve cesaretle yola koyulan cocuklar 
yetistirmeye adamis bir adamin elini tasin altina da koydugunu goruyorum.

Siyasetin icini ve secime gitme motivasyonlarini az cok bilen biri olarak, bir 
suru "durumu kendine yontmak" için aday adayi olan insanin yaninda, gercekten 
yurekleriyle idealleri için aday olan az sayidaki insanin her tur destegi hak 
ettigini dusunuyorum. Saadettin ogretmenimize adaylik konusunda yardim için 
neler yapabilirim, kimlere ulasip o bir mendil dolusu erigin hakkini oderim diye 
dusunuyorum..

böyle kendi kendime dusunurken size de yaziverdim iste bunlari...
Erikler yine cicek acti.. Bahar..

Sevgilerim ve umudumla...

ays. the mutluelma '86

Valikonagi Cad. Sezai Selek Sk.
Hersek Apt No:4/B KAt:4 D:11
Nisantasi - Istanbul

Ofis: +90 212 3431990-91
GSM: +90 532 3046655
www.tangrampsikiyatri.net

<<< geri
 
eNroll® CM
BALMED, İzmir Koleji ve Bornova Anadolu Lisesi Mezunlar Derneği 2018